2003 yılında Avrupa’da yaşanan sıcak dalgaları bu durumun bir sağlık afetine dönüşebileceğini gösterdi. Halk ağzında sık yinelenen “sıcaktan zarar gelmez” sözü soğuktan korunmaya yönelik bir uyarı sayılmalıdır, sıcaktan zarar gelir. İnsanlar sıcakkanlı bir canlıdır. Kolların, bacakların ve vücudun yüzeylerinin sıcaklıkları büyük değişiklik gösterse bile vücut görece sabit bir iç sıcaklığı sürdürür. İç vücut sıcaklığındaki değişiklikler hafif yakınmalardan yaşamı tehlikeye düşüren durumlara kadar birçok soruna yol açar. İnsanda vücut iç sıcaklığı 36-37 °C’lik dar bir aralıkta tutulur. Vücut iç sıcaklığının 39,5 °C üzerine çıkması önemli işlevsel hasarlara neden olabilirken, 42 °C üzerine çıkması ölümcül kabul edilir.
Kişilerin verimli bir biçimde çalışabilmeleri için ortam sıcaklığı uygun olmalıdır. Eğer ortam sıcaklığı artacak olursa deri yüzeyi ısınır. Isı kaybını artırmak için vücut yüzeyine daha fazla kan gider. Kalp hızı artar. Terleme başlar ve terin buharlaşmasıyla oluşan vücut sıcaklığı azalımı yüksek sıcaklık değerlerinin etkisini azaltır. Sıcaklığı düşürmeye yönelik düzengeler etkili olmayacak olursa ısı zorlanması ve daha da artarsa sıcak çarpması gelişir. Her sağlıklı kişi günde 1,5-2 litre su içmelidir. Terle yitirilen su ve elektrolitler buna eklenmelidir. Eczanelerde satılan ve ishal tozu olarak bilinen basit tuz, şeker ve karbonat içeren karışımı bir litre suya karıştırılarak içilecek olursa bozulan elektrolit dengesinin düzelmesine çok yardımcı olur. Halk arasında “terli terli” su içilmeyeceği inancı yaygındır. “Terli terli” su içilir ve içilmelidir.
Sıcağa tepki ve dayanıklılık bakımından farklılıklar olmakla birlikte sıcaklık arttıkça insanların enerji tüketimleri ve yapabildikleri iş azalmaktadır, çok yüksek sıcaklık değerleri nedeniyle terleme ve buna bağlı olarak elektrolit yetersizliği ile ilgili sorunlar olabilir. Eğer ortam havası neme doymuşsa terleme ile verilen su buharlaşarak havaya karışamaz ve vücudun soğutucu etkisi oluşamaz. Çevre sıcaklığı ve neminin artması özellikle yük taşıma ve kaldırma gibi işlerde çalışanların dolaşım sisteminin yükünü artırarak sorunlara neden olur. Sıcak havalarda bol ve açık renk giyecekler giymelidir.
Sıcaktan etkilenimin en hafif biçimi sıcak bitkinliğidir. Su ve elektrolit kaybına bağlıdır. Baş dönmesi, bitkinlik, yorgunluk gibi belirtiler verir. Tedavisinde elektrolit dengesizliğinin giderilmesi esastır.
Sıcak ortamda ağır egzersiz yapanlarda sıcak bayılması ve krampları görülebilir. Sıcak baygınlığı geçici kan basıncı düşmesiyle birlikte bilinç kaybıdır. Yatar durumda bilinç kaybı hemen düzelir. Sıcak ortamda egzersiz yapan şişmanlarda risk daha yüksektir.
Sıcak krampları sıcak ortamlarda egzersizden sonra özellikle bacaklarda ortaya çıkan kas kramplarıdır. Geçici sıvı elektrolit dengesizliklerine bağlı olarak meydana geldiği düşünülür.
Yüksek sıcaklık derecelerinin en ciddi etkisi sıcak çarpmasıdır. Vücut iç sıcaklığının 40,6 ve üzerine çıkmasıyla oluşur. Terleme etkinliğini yitirir hara durabilir. Zihinsel değişiklikler olur, bilinç bulanıklığı, uyku hali ve bilinç kaybıyla ilerleyen ölümcül bir gidiş gösterebilir. Eğer vücut sıcaklığı 42 °C’nin üzerine çıkarsa beyin ve sinir sisteminin işlevleri durabilir, ağır durumlar ölümle sonuçlanabilir. Ölüm oranı %40’ları bulabilmektedir. Vücut sıcaklığının hızla düşürülmesini gerektiren acil bir durumdur. Vücut elektrolit dengesizlikleri düzeltilmelidir.
Yaşlılarda sıcağa bağlı damar genişlemesi azalmakta, terlemenin başladığı vücut sıcaklığı derecesi yükselmektedir. Bazı yatıştırıcı ve dolaşım sistemi ilaçları da etkiyi artırmaktadır. Yaşlıların sıcak algılamaları da gençlerdekinden farklı olduğundan vücudu serinletici önlemler gecikebilmektedir. Bu nedenle aşırı sıcak dönemlerde yalnız yaşayan yaşlılar sık ziyaret edilmelidir. Çok yüksek sıcaklık değerlerinde vantilatörlerin etkisiz ve koruyuculuğunun yetersiz olduğu gösterilmiştir. Bulunulan ortam serin olmalıdır.
Bebek ve küçük çocuklar yaşlılardan sonraki ikinci risk grubunu oluşturmaktadır. Sıcakta vücut sıcaklıkları 39,4 santigrat dereceye kadar çıkabilmektedir. Sıcağa duyarlık bebeklerde daha yüksektir. Gelişimsel bozukluğu olanlarda duyarlılık artar.
Güneş altında bırakılan bir arabanını iç sıcaklığı 60 dereceye çıkabilmekte burada bırakılan çocuklarda ölümcül etki yapmaktadır. Sıcak ortamda egzersiz yapan şişmanlarda risk daha yüksektir.
cevresagligi.org’da yayımlanan yazılardan kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir