EVSEL SU ARITIM “CİHAZLARINA” DİKKAT! / ÇAĞATAY GÜLER

Topluma sağlıklı ve temiz, içilebilir nitelikte su sağlanması en önemli kamu görevlerinden biridir. Toplum bireylerinin bireysel ve evsel arıtım olanaklarına başvurma zorunda bırakılmaları çok büyük bir sorumluluk getirir. Toplum sağlığından sorumlu kuruluşlar kaynaktan, isale hattına, tüketici deposundan musluğa kadar suyun içilebilir niteliğini bozacak her türlü yetersizliği öngörmek ve ortaya çıkmasını önleyecek düzenlemeleri yapmak zorundadır. Musluktan akan su, içme suyu için öngörülen standartları sağlamalıdır. Eğer bir toplumda şebeke ile evlere iletilen suyun niteliği konusunda kuşku varsa tüm kamu kaynakları bu kuşkunun giderilmesini sağlamak üzere seferber edilmelidir. Toplumun su güvenliği bireysel sorumluluğa devredilemez.
Eğer bir toplumda evsel arıtım sistemi olağan uygulama seçenekleri arasındaymış gibi algılanıyorsa o toplum çok büyük boyutta kimyasal zehirlenme ve salgın tehlikesi altındadır. Toplum bireylerinin bu tip aygıtlara kayma zorunluluğu duymaları çok büyük bir güvensizlik göstergesidir ve tüm olanaklar kullanılarak bu güvensizlik ortadan kaldırılmalıdır.
Evsel su arıtım aygıtlarının su güvenliğini tam olarak sağlaması ve tehlikeyi ortadan kaldırabilmesi de mümkün değildir. Vatandaşların aldatıcı reklamların etkisi altında kalmaları bir yana turist gönderen ülkeler buralara gidecek vatandaşlarını koruyabilmek için özel güvenlik önerileri hazırlarlar. Herhangi bir ülkede musluk suyu güvenliğinden endişe duyulması, vatandaşların musluklara sağlık açısından hiçbir yararı olmayan hatta zararlı olabilen bu gibi cihazları takmaları ülke itibarı için de olumsuz bir durumdur.
Bir kentin bütün konutlarının “suyu sağlıklı hale getirdiği” iddia edilen bu gibi yararsız araçlara gereksinim duyduğu bir güvensizlik ortamının çok büyük bir pazar yaratacağı gerçektir. Bu nedenle söz konusu aygıtları pazarlayanlar musluktan akan suyla ilgili her türlü tartışmayı pazar paylarını artıracak bir araç olarak kullanmak isterler. Kent suyuyla ilgili sorunların gündeme getirilmesi, bireysel arıtıma yönelmeyi sağlamak üzere değil yetersizliklerin giderilmesine yöneliktir. İsale hattı, arıtım tesisi, tüketici deposu ve şebeke ile ilgili her türlü sorun acil bir toplum güvenliği tehlikesidir. Teknik kurum ve kuruluşların, ilgili uzmanların bu sorunların giderilmesine yönelik tepki göstermeleri sorumlulukları gereğidir. Kaldı ki onların öngördüğü tehlikelerin hiçbiri evsel arıtım aygıtları ile çözülemez. Yapılması gereken musluktan akan suyun niteliğini bozabilecek durumların acilen giderilmesini sağlamaktır. Bu durumların ticari amaçlarla istismarı, söz konusu tehlikeleri ortadan kaldırmayacağı gibi büyük bir ekonomik yük getirmekten başka bir işe de yaramayacaktır.
Söz konusu aygıtların “birey ve toplum sağlığını korudukları” savıyla pazarlanabilmesi ancak başta Sağlık Bakanlığı ve yerel yönetimler olmak üzere ilgili kuruluşların musluk suyu güvenliğini sağlayamamaları nedeniyle, toplumu yatıştırmak için yalancı bir güven duygusu yaratmaya çalıştıkları anlamına gelir. Yani halk sağlığı hizmetlerinin tümüyle çöktüğü gerçek bir sağlık afeti söz konusudur.
Evsel arıtım aygıtları aşağıdaki durumlarda ancak sınırlı amaçlarla önerilebilir:
-Sağlık Bakanlığı ve Yerel yönetimlerce o kentin içme suyunun artık “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun” olmadığını” ve bu durumun düzeltilemeyeceğini açıklamaları durumunda.
-Afet durumlarında kısa sürede şebeke suyu sağlanamayacaksa.
-Kuyu sularından başka su kaynağı olmadığında
-Kitleye yönelik arıtılmış su sistemi yok ve kirli bir kaynaktan su kullanılacaksa
-Kısa sürede çok kişiyi geçici olarak ağırlayacak, su sağlama alt yapısı olmayan yerlerde
-Kirli su kaynaklarından yararlanılması zorunlu olan geçici şantiyelerde ve çadır kamplarda
Sudaki kirlilik tipine göre, sıkı denetim ve teknik değerlendirme altında bir dizi düzeltici uygulama ve sistemlere başvurulabilir. Bu durumlarda hiçbir aygıt tek başına amacı gerçekleştiremeyeceğinden birkaç aygıt batarya haline uygulamaya sokulur.
Bütün sistemlerle ilgili olarak unutulmaması gereken genel kurallar şunlardır:
-Tek bir arıtım sistemi hiçbir zaman bütün su kalitesi sorunlarını çözemez.
-Bütün sistemlerin kısıtlılıkları ve belirli bir kullanım ömrü vardır.
-Bütün sistemler bakım ve izleme gerektirir.
-Özel kirlilik durumlarında arıtım sisteminin ortadan kaldırılması gereken kirleticiye uygun olmalıdır. Bu nedenle seçim ancak arıtılacak suyun laboratuvar değerlendirmesinden sonra yapılmalıdır.
Tüketiciler aldatıcı pazarlama tekniklerine karşı korunmalıdır. Bu tür araçları pazarlayanlar bazıları suya mürekkep karıştırıp, aygıttan geçen suda boyanın kaybolmasını kanıt gösterirler. Bu ilkel bir soğurma olayı ya da renk açma işinden ibarettir ve hiçbir anlamı yoktur. Bazıları araçtan geçirdikleri deniz suyundaki değişikliklerle ilgili laboratuvar sonuçlarını kanıt göstererek zaten “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun” olması gereken, berrak musluk sularının arıtımı için önermeye kalkmaktadırlar. Bu tip yaklaşımların ironiden öte bir anlamı olmayacağı açıktır. Birçok ülkede bilimsel kuruluşlar halkı hatalı yönlendirici bu gibi yaklaşımlara karşı uyarma ihtiyacı duymaktadır.
Sistemler ve teknolojiyle ilgili bilgi yetersizliği evsel arıtım aygıtlarına sihirli bir güç atfedilmesine, bu araçtan geçen suyun sonsuza kadar tüm kirleticilerden arınacağı duygusuna yol açar. Söz konusu teknolojileri pazarlayan firmalar ülkemizde etkinlik ve fiyat bakımından karşılaştırmalı bilgiler vermekten kaçınmaktadırlar. Sözgelimi içme suyundaki tuz oranını çok artıran bazı araçların üzerine bu tür bir uyarı yazdırılamadığından kalp ve dolaşım sistemi hastaları, tansiyon hastaları için tehlike yaratmaktadır.
Tüketici bilincinin yüksek olduğu ülkelerde bu gibi amaçlarla kullanılacak araçların satışında tek ürüne yönlendirici bilgilendirme yapılamaz. Tün araçların karşılaştırmalı tablolarının doğru olarak sunulması zorunludur. Tüketiciler arıtılmış suyun yeniden arıtılması gibi bir seçenek olmadığı konusunda öncelikle bilgilendirilmeli, bu gibi araçların kullanım durumları, etkileri ve maliyetleri konusunda doğru bilgiye ulaşabilmelidir.
Bu araçların bazıları çay demleme vb. amaçlı olarak suları yumuşatmaya yarar. Yumuşak sular çocuk sağlığı ve gelişimi açısından pek istenen sular değildir. Öncelikle bütün evsel arıtım aygıtlarının düzenli bakım gerektirdiği bilinmelidir. Takıldıktan sonra herhangi bir maliyet getirmeden etkinliğini sürdüren hiçbir araç yoktur ve kimi zaman bakım ve sürdürme maliyeti çok yüksek olabilmektedir. Bazıları ise bir litre yumuşak su için nerede ise üç litreye yakın su tüketimine neden olur. Bakımı yapılmayan araçlar ayrı bir tehlike kaynağı haline gelmektedir. Sözgelimi kimilerinde kimyasalın, kimilerinde filtrelerin değiştirilmesi gerekir. Bunların değiştirilmesi gereken ortalama süreler verilebilmekle birlikte suların niteliğine göre bu sürelerin çok değişebileceği akılda tutulmalıdır.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir