Dün saat 00.17’de açıklanan bir durum kamuoyunda adeta bir bomba etkisi yarattı. H.M. adlı, 65 yaş üstü bir vatandaşımız sabah erkenden uyandığında ayaklarının olmadığını fark etti. Önce şaşıran, durumu kavrayınca dehşete düşen vatandaşımız yatağın başındaki komodinin üzerindeki cep telefonuna uzanmak isterken telefonun yere düşmesi üzerine artık ayaklarının olmadığını unutarak yere inmek istediğinde başaramadı. Bilindiği gibi sabah yataktan kalkabilmek için ayakların yere sarkıtılması, daha sonra bir elle yatağın başına tutunurken ayak üstü dikilinmesi gerekmektedir. Ayakları olmayanlar bu hareketi gerçekleştirememekte, tepe üstü yere yuvarlanmaktadır.
H.M. Başına gelenleri anlatırken muhabirimize şunları söyledi:
-Allah kimsenin başına vermesin. Ayaklarımın kaybolduğunu unutunca tepeüstü yere düştüm. Kendisi de benim gibi 65 yaş üstü olan eşim de uyanmış olup bitenleri anlayamadığından “H…, H… neredesin, gene bir şeyler mi devirdin?” diye sesleniyordu. Açıklamaya çalıştım, ancak sesim çok zayıf çıktığından duyuramadım. Telaşlanan eşim de telefonuna uzanmış telefonla birlikte yatağın öbür tarafına yuvarlanmıştı. Baktım başka çare yok yatağın öbür tarafına düşen eşimi cep telefonundan aradım. Açtı. Açmasıyla aramızda şu mealde bir muhavere geçti:
Eşim: H… H…neredesin?
Ben: Yatağın öbür yanında!
Eşim: Ne oldu bize?
Ben: Bilmiyorum, sabah baktım ayaklarım yok!
Eşim: Benim de yok!
Muhabirimizin anlattığına göre H… bu noktada hıçkırıklara boğulunca açıklamalarına devam edemedi.
Konuyu ilettiğimiz bir bilim kurulu üyesi şu açıklamaları yaptı:
Konuyu İlettiğimiz Bir Bilim Kurulu Üyesi (KİBBKÜ): Bu duruma GRÖNLAND mutantının yol açtığı değerledirilmiştir. Bu mutant soğuk ortamları sevdiğinden pandemi mücadele kuralımız “maske, mesafe, el yıkama ve buzdolabı buzluklarına yaklaşmama biçiminde revize etme konusu gündeme gelebilir. Konu aciliyeti nedeniyle on gün sonraki bilim kurulu toplantısında ele alınabilir…
KİBBKÜ sözlerini şöyle sürdürdü:
KİBBKÜ: “Malumu aliniz 65 yaş üstü büyüklerimiz “antika arabalar” gibi değerli ve korunmaları gereken koleksiyon malzemesi sayıldıklarından ayakları da bu arabaların tekerlekleri gibidir, bu nedenle üzüntülerimi belirtmek isterim” dedi ve ekledi:
KİBBKÜ: Antika arabalar tekerlekleri olmadan nasıl yürüyemezlerse 65 yaş üstüler de ayakları olmadan yürümekte sıkıntı çekebilirler.
Ülkenin değişik yerlerinde binlerce 65.yaş üstünün ayaklarını yitirdiği haberlerinin artması üzerine televizyon ve bağlantılı basın kuruluşları konuyu gündemden düşürmeleri için uyarıldılar. Çoğu saat 01.14’ten itibaren ertesi gün için hazırlanan vur patlasın çal oynasın programlarını devreye soktular. Gazeteler baskıyı durdurarak manşetlerine kırkayak resmi eklediler.
Sağlık Bakanı’ndan açıklama:
Sağlık Bakanı vatandaşlarımızın telaşlanmamalarını, stoklarımızda yeterince takma bacak olduğunu, önce ayak işi yapanlardan, ayak atanlardan başlanarak ayağını yitirenlere takma bacak takılacağını belirterek içini çekti ve “yeter ki bacak bulalım” dedi. Ayrıca durumu tahmin ettiklerinden yeterince takma bacakların Çin’den yola çıktığını, ancak yürüyerek geldiklerinden bazı gecikmelerin olabileceğini, bacakların doğrudan alındığını aracı firmanın gümrükte devreye gireceğini belirtti.
Bir diğer bakan:
Bir diğer Bakan konuyla ilgili herkes hakkında soruşturma başlatıldığını, bunların bazılarının muhalif partilerin önünden geçerken tabelaları okuduğunun tespit edildiğini, bu işin peşinin bırakılmayacağını açıklayarak gereğinin yapılması için valiliklere genelge gönderdi.
Bir diğer bilim kurulu üyesi tarih verdi:
Konuyla ilgili olarak konuşan bir diğer bilim kurulu üyesi (KİOKBDBKÜ) tarih verdi:
KİOKBDBKÜ: “Zilhiccenin üçüncü çeyreğinde meşhur bir ser-müşavirimizin önerdiği otlardan yenir ve hacamat yaptırılırsa sol bacağın sağ bacaktan önce düşeceği” biçimindeki iddiaların kanıtlanmadığını belirtmek isterim. Süreç 3 ay beş gün sekiz saat sonra tamamlanacaktır.
Durum sonunda aydınlandı:
Sabaha karşı beş sularında uyanan bağımsız bir bilim adamı yaptığı açıklamayla konuya son noktayı koydu:
“Her fırsatta 65 yaş üstülere getirilen hareket kısıtlılığı nedeniyle uzun süre kullanmamaya bağlı olarak devreye giren evrim sürecinin bu duruma yol açmasını bekliyorduk. Bu tehlike yıllar önce Turhan Selçuk’un bir çizgi romanında işlenmişti. Onun tespitlerinden farklı olarak zaman içinde hiç kullanmadığımız aklımızın da kaybolması riski bulunmaktadır!”