PANDEMİDE OKULLARLA İLGİLİ OLARAK DİĞER ÜLKELER NE YAPIYOR?/Çağatay Güler

UNESCO kaynaklarında vurgulandığı gibi “2020 Mart ayının sonlarında başlayan korona-virüs salgını nedeniyle her ülkede ilk ve ortaokullar kapandı. Bu durumdan 1,5 milyar öğrenci etkilendi. Birçok ülke akademik yılı kurtarma telaşı içinde hızla uzaktan öğretime geçti.”

Teknolojik yetersizlikler, okulda ve gelecek yaşamlarında başarı düzeylerinin düşmesine yönelik endişeler sonucu riskli bir yaklaşımla birçok ülkeyi okulların erken açılmasına zorladı. Ülkelerindeki öğrenimi büyük oranda aile bütçelerine yıkmak üzere kamu okullarını kısıtlama çabasına girmiş ülkelerde, özel okulların kapanmasından ve öğretmenlerin de işsiz kalmasından korkulduğu için büyük bir panik havası oluştu.

Okulların güvenli biçimde yeniden açılabilmesinin garantili bir yöntemi yok. Etkin eğitim için ise yüz yüze sınıf eğitiminin şart olduğu biliniyor. Bu durumda okulları “açmak ya da açmamak” salgına bağlı gerçek bir ikilem. Kademeli açılışın daha güvenli olduğu konusunda fikir birliği var. Maske, sosyal mesafe, el yıkama temel uygulama olma özelliğini koruyor. Yönetime olan güven, tüm kesimleri kucaklayıcı yaklaşım uyumu çok artırmakta. Karşılaştırma bakımından diğer ülkelerin, okulları açarken hangi önlemleri aldığı aşağıda özetlenmiştir:

Almanya: Almanya’da eğitim ulusal düzeyde organize edilmemekte. Her eyalet yaz tatili zamanını da kendi belirler. Geleneksel olarak yetkili sağlık kurumlarının önerileri konusunda çok dikkatli olunur. Büyük öğrencilerin maske ve mesafeye daha iyi uyabilecekleri düşünülerek okullar ortaöğrenimden başlanarak açıldı. Yüz yüze, çevrimiçi ve vardiya yöntemleri birlikte uygulamaya sokuldu. İzleme sıkı tutuldu. Başlangıçta dört günde bir test yapıldı. Koridorda maske zorunluydu. Testi negatif olanlara sınıfta maske zorunluluğu yoktu. İlk açıldığında Berlin’deki 825 okulun 42’sinde covid-19 vakası görüldü. Öğrenci vakalara ve temaslılarına karantina uygulandı. Sıkı bir temaslı takibi yapılmakta. Personelde görülmedikçe okul kapatılmadı. Yetkililer göre bir öğretmen ve bir öğrenci için sorunun okulla ilgili olduğunu diğerlerinin etkeni okul dışından aldıklarını düşünüyor. Maske konusunda büyük bir tartışma yaşandı. Bazı eyaletler okulda her zaman, diğerleri koridor ve oyun alanlarında zorunlu kılmakta. Federal Bakan bütün okullarda her yerde maske takılmasını tercih ettiğini belirtmişti. Bütün okullarda sınıflar birbirinden yalıtılmakta.

Belçika: Covid-19’dan kişi başına ölüm oranı en yüksek ülke olan Belçika’da Eylül ayında okullar açıldığında 12 yaş ve üzerinde öğrencilerin ve tüm öğretmenlerin maske takması zorunlu kılındı. Dönüşümlü günler ve en fazla on kişilik sınıflarda ders başladı. Bazı dersler daha geniş mesafe sağlamak için kiliselerde yapıldı. Yetkililere göre okulların açılması vaka artışına yol açmadı.

Birleşik Krallık: İskoçya’da vakaların %0,8’inin 15 yaş altında olması nedeniyle okulların açılması kararlaştırıldı. Sınıflar mümkün olduğunca havalandırılıp,  iade edilen kütüphane kitaplarını üç gün boyunca karantinaya alınıyor. İlkokullarda mesafe zorunluluğu yok. Daha büyük çocuklarda fiziksel temas engelleniyor. Öğrenciler okul servisinde maske takmak zorundalar. Galler’de okullar herhangi bir anda mevcudun üçte biri olacak biçimde açıldı. İngiltere ve Kuzey İrlanda’da okulların aşamalı olarak açılması kararlaştırıldı. Bu uygulamaya Haziran’da başlanmak istenmiş personel sıkıntısı ve mekân sorunları nedeniyle vazgeçilmişti. Okulların % 96’sının sınıflar küçük gruplara, “baloncuklara” ayrılarak, derste  her grubun diğer gruplardan güvenli bir mesafede olması sağlandı. Orta öğrenim öğrencileri kapanma olan bölgelerde, ortak alanlarda maske takmak zorunda.

Danimarka: Danimarka Avrupa’da okulları açmaya ilk karar veren ülkelerden. Çocuklar “koruyucu baloncuklar” adı verilen 12 kişilik gruplara ayrıldı. Okul başlama saatleri farklılaştırıldı ve sıralar arasında 2 metrelik mesafe bırakıldı. Bu nedenle maske gerekli görülmedi. 12-16 yaş grubu Mayıs ortasından itibaren aynı kurallara uygun olarak okula dönmüş durumda. Park ve bahçe dersleri de artırıldı. Konulan saat başı el yıkama kuralı öğrencilerde egzama gelişmeye başlayınca gevşetildi.

Fransa: Son zamanlardaki ani artıştan sonra okulların ne zaman açılacağı konusunda ayrıntılı bir değerlendirme yapıldı. Temmuz ayında arada 1 metrelik uzaklık sağlandığında maske takmalarına gerek olmayacağı düşünülen ortaokul öğrencilerinin koridorda ve oyun alanında sürekli olarak takmaları kararlaştırıldı. Sınıflarda öğrenci sayısı 15’e düşürüldü. Zamanla sayı kısıtlaması kalktı. 1 metre mesafe “tavsiye edilmekle” birlikte zorunlu tutulmadı. İlk açılıştan  günler sonra 22 okul kapatıldı. Sonbaharda, yüz yüze dersin başladığı ikinci açılışta  uygulanan anket, ebeveynlerin % 79’unun çocuklarını okula göndermekten yana olduğunu gösterdi

Güney Kore: Güney Kore eğitim sistemi dünyanın en yoğun eğitim sistemlerinden biri sayılmaktadır. Okulların açılması karar verildikten sonra birçok kez ertelendi ve daha sonra önce liselerden başlayarak farklı yaş grupları aşamalı olarak okullarına başlatıldı. Sınıf izlemesi, mesafe, maske, el yıkama, ateş denetimi vardı. Alternatif vardiya sistemi ile sınıf öğrenci sayısı üçte bir, üçte iki azaltıldı. Öğretmeni korumak için ön masalara plastik bariyer konuldu. Öğle yemelerinde öğrenciler arasında plastik engeller bulunmakta. Güney Kore’de vaka artışları okulla değil; bir kilise, bir kulüp ve bir mitinge bağlanmıştır.

Hollanda: Hollanda ilk ve liseleri normal olarak Ağustos ayında aşamalı olarak yeniden açılmaya başladı. Dersler yüz yüze yapılmakta. Öğretmen ve öğrencilerin maske takması zorunlu değil. Bazı okullar öğretmenlerin isteği üzerinde maske uygulaması yapıyor. Bir öğrenci hastalanırsa evdeki herkese karantina uygulanıyor. Belirtisi olan altı yaşından büyük öğrenciler evde kalıyor ve test yapılıyor. Küçük öğrenciler hafif soğuk algınlığı belirtileriyle kreşe gidebilmekte, ateş olduğunda evde kalmakta.

İspanya: Eğitim bölgelere göre Eylülün ilk üç haftasında eğitime başladı. 6 yaş ve üzeri çocuklara maske zorunlu. Öğrenciler günde en az beş kez ellerini yıkamakta. Aralarına mesafe konulan “baloncuk grupları” oluşturuldu. Her sabah ev ya da okulda ateş kontrolü yapılmakta.,

İsrail: Salgın başladığında tüm topluma yönelik katı bir kısıtlama uygularken okullar da kapatıldı. Salgının yayılmasını büyük oranda baskılandı. Mayıs ayında okulları yeniden açtı. Çocuklar, başlangıçta sınırlı sayıda çocuktan oluşan “mini kapsüller” halinde okula döndüler. Tüm görevlilerin maskeli olması zorunluluğu vardı. Başlangıçta sınıftaki öğrenci sayısı düşürüldü, ancak birkaç gün sonra normale dönüldü. Dördüncü sınıf ve üzerindekiler için maske kuralı getirildi. 7 yaş ve üzeri sınıf dışında da maske taktılar. Mesafe ve ateş kontrolü yoktu. Ancak vakalar ve temaslılar sıkı izlenerek karantina uygulandı. Ancak kısa süre de yayılımda yeniden hızlı bir artış söz konusu oldu. Test sonucu pozitif vakalar arasında öğrenci ve öğretmenlerin olması nedeniyle on binlerce öğrenci karantinaya alınınca salgın görülen birkaç yüz okul yeniden kapatıldı. Beş bin okuldan 355’inin geçici olarak kapanması gerekti. Okul açılışının çok hızlı olması ve okullarda kurallara etkin biçimde uyulmamasının buna yol açtığı görüşü yaygın. Okullarla birlikte restoran, bar ve turizm etkinlikleri de açılmıştı. Bu yaklaşım ikinci dalganın da nedeni olarak gösteriliyor.

İsveç: Salgında İskandinav ülkelerinin tehlikeli bir kumar oynadığı kanısı hâkim. Genel bir kapanma uygulamadı. Sadece 16 yaş öğrenciler uzaktan eğitime alındı. Liseler ve kolejler geçici olarak kapandı, ancak gündüz bakım merkezleri ve ilkokullar açık kaldı. Bu yaklaşım sadece Trumph tarafından övüldü. Hükümet çocuklarını okula göndermeyen aileleri cezalandırabileceği konusunda uyardı. İsveç’te sosyal mesafe ve maske önerilmekle birlikte kişisel tercihe bırakıldı. Öğrenciler arasında birkaç sınırlı vaka, iki ta da üç ölüm olduğu belirtilirken öğretmen ve ebeveynlerin durumları ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamakta. Bu okullarda öğrencilere test yapılmamıştır.

İsviçre: Pek çok sınıfın öğrenci sayısı %50 azaltılarak haftada iki gün yüz yüze öğretim başladı. Okullara el yıkama birimleri kuruldu, maske ve ateş kontrolü gerekli görülmedi. 10. Sınıftan büyüklerin okulları daha geç açılmış ve maske gerekli görülmüştür.

İtalya: Salgından çok etkilenen İtalya okulları Eylül’e kadar kapalı tuttu. Sınıf mevcudu sosyal mesafeyi sağlayacak kadar azaltıldı, bu amaçla federal bütçeden 50 000 geçici öğretim görevlisini işe alınmasına karar verildi. Sıraların arası mesafe kuralını sağlayacak biçimde ayrıldı. Öğrencilere maske, öğretmenlere yüz siperliği zorunluluğu getirildi.

Japonya: Salgını büyük oranda baskılayan Japonya’da farklı okullar farklı stratejiler benimsediler. Maske, mesafe ve günlük ateş kontrolleri esas alınarak okullar kademeli biçimde açıldı. Bazı okullar maske olarak vinil yüz kalkanları kullandı. Öğrenciler değişik günlerde yüz yüze eğitime geldiler, her zaman sınıfların yarısının dolu olması sağlandı. Her gün öğrencilerin vücut sıcaklığı ölçülüyordu. Öğle yemekleri konuşulmaksızın ve  mesafeye özen gösterilerek yeniyordu. Kurallara katı biçimde uyulmasına karşın büyük şehir okullarındaki bazı öğrenciler Covid-19’a yakalandı. Bazı akademisyenler yazılı olarak sınıfların 20 kişiye düşürülmesini istedilerse de Riken Enstitüsü havalandırma yeterli olduğu sürece buna gerek olmadığına karar verdi.

Kenya: Kenya farklı ülkelerdeki değişik sonuçlar nedeniyle okulları Ocak ayına kadar açmayacağını duyurmuştu. Her yoksul ülkede olduğu gibi hanelerin çocuk ve yaşlılardan oluşan geniş ailelerden oluşması önemli bir sorun olarak görülmekte. Açlık ve yoksulluk nedeniyle bir işi olanlar ne pahasına olursa olsun bu işi koruma çabasındalar. Kenya’da eğitimin radyo, TV, internet yoluyla sürdürülmesi için çaba harcanmakta.

Norveç: Önce en küçük yaş gruplanarak okullar açıldı. Bir trafik ışığı modeli geliştirildi: Yeşil bölgedekiler normal saatlerde eğitimlerini sürdürürken, kırmızı bölgedekiler da dönüşümlü vardiya uygulandı. Sınıflar 15 kişi ile sınırlandı. Herkese mesafe, el yıkma kuralı getirildi. Okul açılmasının salgın yayılımıyla ilgili herhangi bir etkisinin görülmediği bildirildi.

Polonya: Polonya’da günlük vaka sayılarının çok artmasına karşın Mart’ın ortasında kapatılmış olan okulları yeniden açıldı. Öğrencilerin sınıfta maske takması zorunlu değil. Koridor ve giyinme odalarında maske takılıp takılmayacağına müdürlerin karar vermesi, okul kapılarında ateş kontrolü yapılmaması kararlaştırıldı.

Rusya: Okullar Eylül başında yeniden açıldı. Ortak alanlarda aşırı kalabalıklaşmayı önlemek için ders saatleri ve molalar kademeli olarak düzenlenirken, okulda ateş kontrolleri yapılmakta. Grip benzeri belirti veren öğrencilere yalıtım uygulanmakta. Öğrencilere maske tavsiye edilmekte ancak zorunlu tutulmamakta. Personelin maske takması zorunlu.

Tayvan: Tayvan’da kış yarıyıl tatili iki hafta uzatıldı. Okullar yeniden açılırken maske ve mesafeye dikkat edilmesi zorunlu. Sıralar olanak ölçüsünde, özellikle yemek yerken plastikle ayrılmak zorunda. Günde iki kez ateş kontrolü yapılması gerekiyor. Sınıfa girmeden ellerin yıkanması şart. Okul ve sınıflar her gün temizleniyor. Okul salgını görülmedi.

Uruguay: Güçlü halk sağlığı sistemi ve toplum desteği nedeniyle bölgenin vaka ve ölüm oranı en düşük ülkesi durumunda. Halk mesafe ve maske kurallarını en erken ve en yaygın olarak benimseyen toplum olarak tanımlanmakta. Ekonominin çarkları hiç durmadı. Önce nüfusu az kırsal kesim okulları açıldı. Daha sonra çevrimiçi eğitim olanakları kısıtlı öğrenci grupları ve lise öğrencileri okullarına döndü. Sonunda yüz yüze ve uzaktan eğitim bileşkesi ile tüm öğrenciler okula döndü.

Vietnam: Maske zorunlu tutuldu, okula girmeden önce yetişkin ve öğrencilerin ateşleri ölçüldü. Vietnam okullarının üçte birinin akar suyu ve sabunları yoktu. Bu konuda uluslararası kurumların desteğine başvurdu.

Yeni Zelanda: Mesafeye çok önem verildi. Ana babalar içim “öp ve git” bölgeleri oluşturuldu, Daha ileriye giremediler. Maske ve ateş ölçümü gerekli görülmedi. Covid-19 izleme listelerinde öğrencilere ateşlerinin olup olmadığı da sorulmakla yetinildi. Ebeveynlere rahatsız olan çocuklarını okula göndermeme ya da başlamalarını geciktirme yetkisi verildi.

Yunanistan: Sınıflar 15 kişiye düşürüldü, öğrenciler farklı günlerde okula geldiler. Sınıfların ders araları arasına zaman farkı konuldu, mesafeye dikkat edildi.

 

 

 

cevresagligi.org’da yayımlanan yazılardan kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir

2 yorum

  1. Mustafa Yanıtla

    Sevgili hocam ,
    Yine bir hekim olarak hepimizi yakından ilgilendiren bir konuyu ele alıyor ve farklı uygulamalar ile bizleri tanıştırıyorsunuz. Ne kadar teşekkür etsek az. İşyeri hekimi olarak, ASM hekimi olarak ya da hastanede çalışan(özel/kamu) hekim olarak “okullar açılacak çocuğumu göndereyim mi?” sorusuna danışmanlık yapmamız isteniyor. Bu yazanız işimizi çok kolaylaştıracak.
    Elinize sağlık.

  2. Mustafa SÜLKÜ Yanıtla

    Sevgili hocam yine hepimiz yakından ilgilendiren bir konuyu ele almışsınız. Ne kadar teşekkür etsek az. İşyeri hekimi, ASM hekimi,Hastane(özel/kamu)hekimi olarak bizlere “okullar açılıyor çocuklarımızı okula gönderelim mi?” sorusu sık soruluyor. Farlı ülke deneyimlerini içeren bu yazı doğru danışmanlık yapabilmek için işimizi kolaylaştıracak.

    Elinize sağlık

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir