Susuzluk ve sağlık riskleri / Cavit Işık Yavuz

Su bir ihtiyaç olarak gündelik hayatımızda ancak yoksun kaldığımızda önemini kavradığımız yaşamsal bir unsur. Bu yoksunluk iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle önümüzdeki dönem daha sık yüzleşeceğimiz bir risk olarak karşımıza çıkıyor.

Bu yıl ülkenin farklı bölgelerinden gelen susuzluk ve su kesintileri haberleri konuyu sadece deprem gibi afet zamanlarında değil artık “yeni normalimiz” diyebileceğimiz zamanlarında da hatırlamamız gerektiğini gösteriyor.

Aslında dünyada ciddi bir “su krizi” var. Bu su krizi bir sağlık krizini de beraberinde getiriyor. Dünya genelinde 2,2 milyar insan güvenli suya erişemiyor. Her yıl 1 milyondan fazla insan, yalnızca güvenli su ve sanitasyona erişemememin oluşturduğu sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybediyor.

Su kesintileri de yeterli ve güvenli suya erişimi kısıtladığından birçok sağlık riskini beraberinde getiriyor. Bu riskler farklı başlıklarda ve özellikle kişisel hijyenin, gıda hijyeninin, el yıkama süreçlerinin etkilenmesi nedeniyle dikkat edilmez ise ciddi sorunlara neden olabiliyor.

Bu risklere bu açıdan bakmakta ve yapılacakları özetlemekte yarar var:

  • Uzun süreli kesintiler, hijyen alt yapısını olumsuz etkilediği için ishal dışında da hızla yayılan bazı hastalıklara davetiye çıkarabilir. Kişisel hijyen mümkün olduğunca aksatılmamalıdır.
  • Kesinti sırasında su biriktirilecek kapların özelliklerine dikkat edilmelidir. Bu kaplar uygun yerlerde saklanmalı ve aralıklı olarak temizlenmelidir.
  • Su biriktirme kaplarının bir kısmı kimyasal kirlenme riski oluşturabilir bir kısmı da plastik atıklardan yapılmış olabilir. Plastik su biriktirme kabı su depolamaya uygun olmalıdır. Su biriktirilen kaplar uygun yerlerde saklanmalı ve bu alanlarda özellikle çocuklar açısından kaza ve boğulmalara yönelik önlemler alınmalıdır.
  • Kesintiler sırasında kaynağı bilinmeyen sular özellikle içme kullanma suyu olarak tüketilmemelidir. Ayrıca kaynağı bilinmeyen suların kullanıldığı açıkta satılan yiyecekler ve içecekler, buzlar, sebiller vb kullanılmamalı, tüketilmemelidir. Kaynağı bilinmeyen bir su içilmek durumunda kalınırsa kaynatılıp soğutulduktan sonra tüketilmelidir
  • Su kesintisi şebeke sisteminde negatif basınca neden olduğundan kesinti bitip su verilmeye başlandığında da farklı riskler oluşabilir. Bu açıdan kesinti sonrası şebeke suyunun uygun bir şekilde klorlanması önemlidir. Kesinti sonrası suyu kullanmadan bir süre akıtmakta yarar vardır.
  • Su kesintileri nedeniyle aksayan kişisel hijyen alışkanlıkları nedeniyle göz enfeksiyonu riski de artar. Bu açıdan el temizliğine özel bir önem verilmelidir.
  • Su kesintilerinde özellikle tuvalet kullanımı hijyen riski ortaya çıkarır. El yıkama daha fazla önem kazanır. Su ve sabun kullanımı kısıtlı olacağından COVID-19 döneminde kullandığımız el sanitasyon ürünleri ve en az %70’lik alkol içeren ürünlerin kullanımı işe yarayabilir.
  • Su kesintilerinde tuvaletlerin temizliği de kritik konulardan biridir. Suyun az olması nedeniyle tuvaletlerin temizleme sıklığı azalacağından bulaşıcı hastalık riskini arttırır. Su idareli kullanılarak tuvaletler kullanıldıktan sonra temizlenmelidir. Aralıklı olarak sulandırılmış çamaşır suyuyla temizlenebilir. Bu amaçla bu amaçla ev tipi çamaşır suyu (konsantre ya da aromalı olmayan) 5 litre suya yarım çay bardağı karıştırıldıktan sonra kullanılabilir. Ya da on su bardağı suya bir bardak çamaşır suyu katılarak da hazırlanan suyla temizlik yapılabilir.
  • Özellikle okullar hastaneler bakımevleri huzurevleri gibi alanlar su kesintilerinde öncelikli önlem alınması gereken alanlardır. Kesintiler planlıysa bu alanlarda kesinti öncesi yapılacaklar planlanmalı. Bu alanlardaki depoların temizlik dezenfeksiyon ve bakımı aksatılmamalıdır.
  • Su kesintileri gıda hijyenini de olumsuz etkiler. El yıkama imkânının kısıtlı olduğu durumlarda ve gıda hazırlamada yaşanan hijyen sorunları infeksiyon nedenidir. Gıdalar E. Coli ve Salmonella başta olmak üzere kesinti dönemlerinde mikroplarla daha kolay kirlenebilir.
  • Su kesintilerinde yemek hazırlama ve bulaşık yıkama da gıda hijyeni açısından riskler oluşturabilir. Yemek ve sebze meyve yıkamada kullanılacak suların güvenli olmasına dikkat edilmelidir. Sebze ve meyveler litreye 20-30 damla %1’lik klor eriyiği damlatıldıktan sonra 15 dakika bekletilerek tüketilmelidir.
  • Su kesintileri sırasında binalarda yedek su bulundurmak için kullanılan su depoları da ayrı sorunların ve risklerin kaynağı olabilir. Düzenli ve uygun bir biçimde temizlenmeyen depolar yeni riskler oluşturabilir.
  • Binalardaki su depoları su kesintilerinde eğer sürekli kullanılıyor, temizlenip dezenfekte edilmiyorlarsa ek riskleri beraberinde getirirler. Bu açıdan binalarda kullanılan tüketici depolarının temizlik ve dezenfeksiyonunda aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir:
    • Su depoları suyun özelliklerini değiştirmeyecek malzemelerden (paslanmaz çelik, krom nikel ve benzeri maddeler) yapılmalı ve eğer kaplama yapılacaksa depoların iç yüzeyleri suyun özelliklerini değiştirmeyecek malzemelerle kaplanmalıdır.
    • Depo içine dışarıdan herhangi bir sızıntı olmayacak şekilde yapılmalıdır.
    • Depo ve ekipmanlarının yapımında bakteri üretmeyen ve insan sağlığını tehdit edici materyaller içermeyen malzemeler kullanılmalıdır.
    • Deponun bulunduğu alana görevliler dışında giriş çıkış kısıtlanmalı, insan ve hayvan girişinin önlenmesi için gerekli tedbireler alınmalıdır. Bu amaçla, su dağıtım depo alanların etrafına koruma bandı yapılmalı, bina içi depolar için de gerekli önlemler alınmalıdır.
    • Depoların giriş ve kapakları kilitli tutulmalı ve sızdırmaz olmalıdır.
    • Su depolarının belirli aralıklarla düzenli olarak temizlik ve dezenfeksiyonu yaptırılmalıdır. Bu aralık ideal olarak üç ayda bir, en az altı ayda bir olarak önerilebilir.
    • Su deposu dezenfeksiyonunda Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Biyosidal Ürünler Yönetmeliği hükümlerine göre izin verilmiş ürünler kullanılmalıdır.
    • Dezenfeksiyon işlemleri, Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Biyosidal Ürün Uygulama Yönetmeliği hükümlerine göre İl Sağlık Müdürlüğü’nce “Biyosidal Ürün Uygulama İzin Belgesi” verilmiş kişi ya da kuruluşlara yaptırılmalıdır.
    • Su depolarının temizliğinde depo iç yüzeylerinin mekanik olarak temizliği gerekir. Bu nedenle depolar iç yüzeyi mekanik olarak temizlenebilecek biçimde dizayn edilmelidir.
    • Su deposu dışarıdan kirlenmeye açık olmamalı, haşere ve kemirgen ile dış etkilerden korunmalı, uygun bir havalandırma düzeneğine sahip olmalıdır. Aksi takdirde hangi sıklıkla yapılırsa yapılsın temizlik ve dezenfeksiyonun etkinliği ortadan kalkacaktır.
    • Bina içi su depolarının yerleşimi özenle belirlenmeli, toz, duman, is, kötü koku, rutubet oluşturabilecek yerlerden, ısı kaynaklarından, doğrudan güneş ışığından uzak tutulmalı, havalandırması uygun yerler belirlenmelidir.
    • Depo betonarme yapıda ise depoda kullanılan boya ve kaplamalar insan sağlığı için tehlike oluşturmayan özellikte olmalıdır.- Depolarda içindeki suyun tahliye edilebileceği tahliye boruları ya da sistemleri olmalıdır. Bu tahliye boruları ya da sistemleri depo tabanında su kalmayacak şekilde dizayn edilmelidir.

 

 

Kaynaklar

https://water.org/our-impact/water-crisis/health-crisis/

CDC. Drought and Your Health https://www.cdc.gov/drought-health/about/index.html

Yavuz CI. Koşar Ü. Sağlık Riskleri Açısından Su Dağıtımı ve Su Depoları. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1047596

Güler Ç. SU KESİNTİLERİNDE SAĞLIK ÖNLEMLERİ http://cevresagligi.org/su-kesintilerinde-saglik-onlemleri-cagatay-guler/

Beyazıt Üçgün A, Yavuz CI. COVID-19 Pandemisinin Hatırlattıkları: Temizlik ve Dezenfeksiyon https://dergipark.org.tr/tr/pub/sted/issue/65664/831360

 

cevresagligi.org’da yayımlanan yazılardan kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir