BİLİM KURGU ŞİİR
bir uzaylı uzaya atıverdiğimiz
çöpleri geri getirir
doğru olmadığını söyler yaptıklarımızın
parmağını sallar, kulağımızı çeker belki
bizden ilerde ise teknolojisi
yok edici silahları varsa
insanlık adına özür dileriz onlardan
birleşmiş milletler başını sallar sağa sola
“cık cık ” der hep öyle yapmıştır
çocuklar öldürülürken de
yapanları kınar
bizden geride ise teknolojisi uzaylının
ve silahı milahı da yoksa
çöpleri geri atarız çaktırmadan
uzaylıyı incelemeye alırız
parça alırız sağından solundan
röntgenini möntgenini çekeriz
tasma bile takarız boynuna
kafese mafese koyar herkese gösteririz
bir uzaylı uzaya atıverdiğimiz
çöpleri geri getirir
uzaydaki dillerden birini konuşur
yaptığınız doğru değil filan diyordur eminim
sosyologlar psikologlar köşe yazarları
ne demek istediğini yorumlar dururlar
açık oturumlar filan yapılır
naklen yayın yapar medya
senaristler diziler miziler üretirler
sonra film televizyona düşer
kılıktan kılığa sokulur uzaylı
teknolojisi bizden geride ise
ve silahı yoksa
senarist dediğin reklamlar ve seks arasına
olay ve mekan yerleştiren adamdır gayrı
uzaylı düşkünü seks manyakları bile türer
latince bir isim aramak zorunda kalırız
astromanyak mı deriz artık kozmomanyak mı
bir uzaylı uzaya atıverdiğimiz
çöpleri geri getirir
dünyalar arası anlaşmalar filan imzalarız
birleşmiş milletler genel sekreteri görüşme turlarına başlar
“lanet olsun” der amerika birleşik devletleri başkanı
onun deyimiyle ” bu son of beach” in
silahları yoksa öldürücü silahları
şirketin adamları dünyayı kurtarmak üzere
senaryolar üretirler
sonra olay bizim kahvelere ve meyhanelere düşer
bıçkınlar için “aşağısı kasımpaşadır” zaten
silahı varsa uzaylının
öldürücü silahları
ET filmine neyim götürürüz, çiçek miçek veririz
uzaylı en sonunda rakıya düşer
“öf ulan öf der”
“ne olacak bu uzayın hali” (Çağatay Güler)