Basit bir tanımla ergonomi insan etkinlikleri ve gereksinimlerinin basit fiziksel mühendislik biçimlerine ya da yapı sistemlerine dönüştürülmesidir. Görev, iş ve etkinlik çevresinin insan güvenliği, rahatlığı ve durumuna uygun hale getirmeyi amaçlar. Başta trafik işaretleri olmak üzere uyarı ve işaretlerin kolay görülmesi, sesli uyarıların duyulabilmesi, aydınlatma, merdivenler, yaşlı ve özürlülerin yürüme rahatlığı ve işlevselliği, oyun alanları; park, bahçe, rekreasyon ya da mesire alanları ile ilgili düzenlemelerde uyulması gereken kurallar örnek verilebilir.
Kentle ilgili düzenlemelerin tek bir kullanıcı kuşağının beklentisine yanıt vermesi yetmez. Gelecek kuşakların gereksinimi de göz önüne alınmak zorundadır.
Kent planlamacıları kentin yayalara ait olduğu esasından hareket ettiğinde zorunlu olarak ergonomik özelliklere daha büyük önem vermektedir. Kenti arabaların özgürlük alanı sayan, yayayı dışlayan yaklaşımlarda ergonomi gereksiz bir engel gibi algılanır.
Kentte yaşayanların temiz hava, etkin atık toplanması, güvenli enerji sağlanması, ulaşım ve iletim beklentileri giderek artmaktadır. Bunların sağlanabilmesi yol, kanalizasyon, boru döşenmesi, enerji trafoların yerleştirilmesi eri ve kabloların döşenmesini gerektirmektedir. Bütün bunların kent yaşamını en az etkileyecek, kent standardını yükseltecek, kentliye zarar vermeyecek standartlarda sağlanması zorunludur.
Günümüzde ağaçlandırma ve yeşil anların düzenlenmesi daha çok üzerinde durulan bir beklenti haline gelmiştir. Kentlerin doğal özellikleri insan sağlığı, iyiliği ve yaşam kalitesi ile yakından ilişkilidir.
Kentler halk sağlığı değerlendirmesi açısından megapol ya da metropol olarak ayrılabilir. Megapolün halk sağlığındaki karşılığı kentsel çekirdeğin çevresindeki yarı kentsel bölgeler, daha sonra bu bölgelerin kentleşmesi, yeniden yarı kentsel ve gecekondu bölgelerinin oluşması biçiminde halkalar durumunda büyüyen kentler için kullanılan bir terimdir ve basitleştirirsek bir tür “şişman” kentlerdir. “Metropol” ise ana kentin çevresinde geniş alanlar yaşama alanları ve bu alanlardan toplu taşım sistemleriyle kolayca ulaşılabilen uydu kentlerden oluşur.
Giderek kalabalıklaşan kentlerde güvenlik sorunları çıkmakta, suç oranı artmakta, çocuk oyun ve mesire alanları kısıtlanmaktadır. Toplu taşım ve ulaşımla ilgili önemli sorunlar görülmektedir.
Başta toplu taşım olmak üzere kent etkinliklerinde ergonomik ilkelerin uygulanması ile ilgili projeler giderek artmaktadır. Avrupa Birliği üyelerinde toplu taşımla ilgili bilgilendirmede iki yüze yakın telematik sistemi kullanılmaktadır. Bunlar zaman çizelgeleri, ağ haritaları vb. öğeleri kapsar. Kent içinde yolculuk tüm yolculuk öğelerini kapsar. Planlama, yolu izleme ve değerlendirme. Planlamada temel amaç yolculuğun genel amacının gerçekleştirilmesidir. Yol izlemede yer, yön ve zaman uyumu ve karar aşamaları önem taşımaktadır. Kent sistemlerinden yararlanacak olanlara bunu kolaylaştıracak bilginin uygun yöntemle iletilmesi gerekir.
Kent ergonomisiyle ilgili ilk ve en yaygın çalışma konusu kent alt yapısıyla özellikle trafikle ilgilidir. Sözgelimi kaza nedenlerinin analizi ve önlemesinde yol tasarımının geliştirilmesi, sürücülerin görme kapasiteleri ile ilgili çalışmalar, sürücü stresi, sürücü kabininin yorgunluğu ve stresi azaltacak biçimde tasarımlanması, kontrol paneli ve araçlarının yerleşimi, sürücü koltuklarının sürücü boyutlarına göre ayarlanma kapasitesinin artırılması, sakatlara yönelik arabalar, sinyal duyma ve algılama etkinliğinin artırılması, olası risklerin algılanarak sürücüye iletilmesini sağlayan elektronik sistemler, kişi faktörünü en aza indirecek fren sistemleri örnek verilebilir.
Kent içindeki ya da sokaklarındaki kazaları dikkatle değerlendirmesi ve izlemesi gereken kuruluşların başında belediyeler gelir. Kazaların tümü ergonomik yetersizlik açısından değerlendirilmelidir. Bu açıdan “sokakta kaza” “düşme” vb. gibi durumlarda yapılacak kaza analizleri sihirli değnek işlevi görebilecek ipuçları verir. Konuyla ilgili araştırmalara kaynak ayrılmalı, söz konusu analizler ve değerlendirmelerle ilgili karşılaştırılabilir sonuçlar verebilecek yöntemlere ağırlık verilmelidir.
- Rassmussen 2000 yılında San Diego’daki “IEA” Kongresinde şunları söylemektedir:
“Son zamanlardaki büyük kazaların dikkatli bir değerlendirmesi, bunların hata ve yanılgıların rastlantısal olarak bir araya gelmesi sonucu değil, örgütsel davranışın güvenli işletimin sistemli biçimde güvenli işletimin sınırlarına kayması sonucu olduğunu görürüz. Büyük kazalar, farklı örgütlerde ve aynı zamanda farklı noktalarda yerel olarak en iyi yapan birçok karar vericinin kararlarının yan etkisidir”
Araç içi enformasyon sistemi tasarımı, sürücü davranışlarının anlaşılması, sürücünün yanlış anlama ve değerlendirme olasılıkları, otomasyonda sürücü rolü, kalabalık trafikte sürmeye yönelik simülasyon sistemleri, özel yol araçlarının ergonomisi, yol bakım onarım çalışmalarının planlanması ve ergonomisi, sürücü kabinlerinde rahat ve etkili insan makine etkileşimleri, ağırlık kazanan çalışma konuları arasındadır.
Uygulanması en zor planların başında kent planlarının geldiği bilinir. Gelişmekte olan ülkelerde en çok bozulan ve en çok istismar edilen planlar bunlardır. Kent planlarının uygulama dışı kalması kentleşme alt yapısının, yollar, trafik, resmi kurum ve kuruluşların yerleşimi, kamuya açık binaların yapı özellikleri, yeşil alanlar, mesire alanları, bedensel etkinlik için gerekli bisiklet yolları, yüzme alanları, kapalı salonların yapımı ve yerleşimini bozarak işlevsizleştirmektedir. Bu nedenle kent planlarına devletle vatandaşlar arasında bir sözleşme niteliği kazandırılmalıdır.
Bunların eksikliğinin yarattığı toplum sağlığı sorunlarının yanı sıra daha sonradan bulunan yere kurulmasına yönelik çalışmalar hem bina standardını hem ulaşım durumunu etkilemektedir. Çoğu tesis daha yapıldığında kentin büyük bir kesimi için ulaşılamaz olmaktadır. Ulaşılmazlık sayı ve boyut yetersizliği, ulaşım zorlukları, bunlardan yararlanma gereksiniminin baskılanması, yararlanma maliyetleri dahil birçok faktörden kaynaklanmaktadır.
Kent altyapı sistemlerinin anlaşılabilmesi, kentli beklentilerine yanıt vermesi, kent yaşamının getirebileceği özel kriz ve yüklenmelerin doğurabileceği sorunların öngörülmesi ve önlemlerinin alınabilmesi için ergonomik değerlendirmeler yararlı olacaktır. Standart bir kentli tipinden ya da “kullanıcıdan” söz edilmesi mümkün değildir. Toplu taşım araçları dahil kentleşmenin bütün sistemler planlanırken, yapılar, yollar sadece sağlıklı yetişkinlere değil çocuk, yaşlı, sakat, hamile birçok değişik risk grubu göz önüne alınmalıdır. Kentte yaşayan herkes toplu taşım araçlarına binmeli, gideceği yönü önceden görebilmeli, duraklarla ilgili olarak önceden bilgilendirilmelidir. Bir özürlünün evinden çıkıp herhangi bir resmi işlemi başkalarına yük olmadan tamamlayabileceği bir tasarım zorunludur. Kent alt yapısına uyamayanın yardımsız evden çıkamayacağı bir gelişme sağlıksız bir gelişmedir. Kaldırım yükseklikleri, okul yerleşimleri, sokak aydınlanma yetersizlikleri söz konusu risk gruplarının sorunlarını daha da ağırlaştırır.
Kent ergonomisi “kentli yakınmalarını” “yol gösterici uyarılar” olarak ele alır. Bunları yaratabilecek planlama, örgütlenme, yapılanma özelliklerinin giderilmesine ağırlık verir. Temel amaç stres, örselenme ya da yardım araba çaresizliğine yol açan etmenlerin en aza indirilmesidir.
Kentin ergonomik yetersizliklerinin belirlenebilmesi psikoloji, sosyoloji, peyzaj mimarisi, ekonomi, coğrafya, jeoloji vb. birçok disiplininin katkısını gerektirir. İnsan yararı ve hizmetlerin ergonomik açıdan değerlendirilmesi de zorunlu olduğundan ne kadar etkin bir uzman katılımı gerektiği açıkça görülebilir. Kentin değişik yerleşim bölgelerinin hizmet beklentileri birbirinden farklıdır. Hizmet analizi burada yaşayanların beklenti ve isteklerinin analizi kadar toprak kullanımının da gözden geçirilmesini gerektirmektedir. Kimi zaman bir kentlinin evininin bulunduğu bölge ile kentin ticari kesiminin bulunduğu bölgedeki beklentileri de farklı olmaktadır.
Toplu taşım türleri, alt yapısı, toplu taşım hatlarının tasarımı, kullanılacak araçların özellikleri kadın, erkek, çocuk, öğrenci, yaşlı, sakat bütün kent yaşayanlarının gereksinimine cevap vermek zorundadır. Toplu taşım hatlarını gösteren çizelgelerin bile anlaşılabilirlik, kullanılabilirlik yönünden önemli araştırmaları gerektirdiği görülmektedir. Öte yandan kentlerin büyük oranda ziyaretçi kabul etme zorunluluğu sorunun önemini daha da arttırmaktadır.
İnsanlar yaşlandıkça vücudun fiziksel ve ustinsel bütün işlevlerinde yavaşlama olmaktadır. Bu kişilerin bağımsızlıklarının sürdürülmesi, sosyal bağlantılarının azaltılmaması gereklidir. Yaşlanmaya bağlı psikolojik kapasite azalması verilen bilgilerin anlaşılmasını güçleştirmektedir. Yaşlıların kentte yön tayini, bulundukları yeri tanımaları, inecekleri duraklara karar vermelerini kolaylaştıracak düzenlemeler bu açıdan önemlidir.
Yapılan çalışmalar nüfusun %12-13 ünün şu ya da bu nedenle özürlülüğü olanların taşınmasında katkı yapmaktadır. Aslında özürlülerin hareket yeteneğinin artırılması toplum geneline de önemli katkılar yapmaktadır. Özürlüler genel topluma göre daha az yolculuk yapmaktadır. Genellikle araç kullanma oranı azdır. Bu nedenle bir başkasının kullandığı araca gereksinimi olan özürlü sayısı çok yüksektir. Toplu taşım özürlülerin eğitim, iş, sağlık hizmeti, sosyal etkinlikler ve eğlenme etkinliklerine katılımları açısından çok önemlidir. Ulaşım kolaylıkları kadar ulaşım bağlantıları da hesaba katılmalıdır. Birçok kentsel tasarımda özürlülerin görüş ve katkılarının alınmaması söz konusu alt yapının onlar tarafından kullanılmaz durumda kalmasına yol açar.
Bir yandan sokak aydınlatma yetersizlikleri, kurulan aydınlatma sisteminin bakım ve idamesi göz önüne alınırken kimi zaman da aydınlanma, gürültü, elektromanyetik kirlilik öğelerinin yaratacağı sorunlar da öngörülmelidir.
Kentlerin araçlar esas alınarak planlanması en tehlikeli yaklaşımlardan biridir. Kentin yayalara ait olduğu ilkesinden yola çıkılmadıkça yapılacak her uygulama özel kentli grupları için büyük engellerin ortaya çıkmasına yol açacaktır.
Üst geçitler yeterli performansa sahip sağlıklı kişiler göz önüne alınarak planlanacak ve yapılacak olursa hiç kullanılmayan görüntü kirliliği yükleri olmaktan öteye gitmeyecektir. Tüm özel grupları göz önüne alarak yapılacak üst geçitler ise elektrik vb. maliyeti açısından kısa süre sonra idamesi mümkün olmayan yapılar durumuna gelmektedir.
Kamuya açık yerler, metro, kavşak, sinyalizasyon ve uyarı sistemleri kent ergonomisinin önemli öğelerini oluşturmaktadır. Sinyaller en önemli koruma araçlarından birisidir. Ama uyarılar okuma yazma bilmeyenlerden gözleri iyi görmeyenlere kadar birçok özel grup için işlevsel olmalıdır.
Kentteki genel tuvaletler yararlanma ve ulaşılabilirlik açısından zorluk yaratmayacak biçimde yapılmalıdır.
Bütün kent etkinliklerinde çocuk güvenliğine öncelik verilmesi artık bir zorunluluktur. Kimi zaman davranışların değiştirilmesi bile gerekebilir. Sözgelimi bizde küçük çocuklar büyüklere yer verir. Ancak kazalarda ayaktaki çocukların daha büyük oranda örselendikleri bilinmektedir. Bu nedenle çocukların, hamilelerin ve yaşlıların oturmasına öncelik verilmelidir.
ABD de her sene 200 000’den fazla çocuk oyun alanlarındaki araçlara bağlı travmalar nedeniyle hastanelere başvurmaktadır. Oyun alanlarındaki araçların çevresinin en az 30 cm derinliğinde kum, güvenliği kanıtlanmış malzeme ile döşenmelidir. Açık kanca, çengel ya da dışarı taşan sivri çıkıntılar olmamalıdır. Çocukların sıkışabileceği aralıklar bulunmamalı, keskin kenarlar ve çıkıntılar önlenmelidir. Oyun araçlarının bakım ve onarımı sisteme bağlanmalı, aksatılmamalıdır. Çocuk güvenliği ile ilgili olarak gözetmen ve olanak varsa eğiticiler dâhil her türlü önlem alınmalıdır.
cevresagligi.org’da yayımlanan yazılardan kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir