Zehir Yağmuru geliyor! Bu sene zehir depolarını boşaltmak isteyenlerin yeni aleti Batı Nil Virüsü. Tarihte ateş karıncaları masalıyla başlamış, binlerce ton zehir havadan, karadan her türlü teknoloji ile insanların üzerine ve çevreye boşaltılmıştı. Filmler, romanlarla desteklenmişti kampanya… Açın “Sessiz Bahar’ı” okuyun. Bu sitede yayımlanan ilk yazılardan biri “Aedes olmaz olaydın!” adını taşıyordu ve Aedes bahanesiyle Karadeniz bölgesini nasıl zehre buladığımızı anlatıyordu. Onu da okuyun. Şimdi de Batı Nil Virüsü!
Bu virüs Culex cinsi sivrisineklerle bulaşır. Kanında virüs bulunan 150 kişiden biri hastalık belirtileri verir. Ağır hastalık, on bin hasta da bir görülür. Sivrisinekler etkeni kuşlardan alır. İnsanlara, atlara ve hayvanlara bulaştırır.
Hastalardan insanlara bulaşmaz. İnsansan insana bulaşmaz. Bağışıklık sistemi sorunu olanlarda nezle gibi, grip gibi ağır geçme riski bulunur. Özel bir ilaç da yoktur.
Sivrisinekler kuşlar dışındaki hasta hayvan ve insanlardan diğer hayvanlara ve insanlara bulaştıramaz. Laboratuvarda üredi diye böbürlenenlere de şaşıyorum. Hasta olanlarda tanı koymayı anlıyorum, rastgele kanında bulunan insanları basit virüs hastalıkları dışında hangi uygulamayı ya da tedaviyi yapıyorsunuz geçmiş olsun demekten başka? Yapılan çalışmalarda geçmiş olsun denilenlerle denilmeyenler arasında iyileşme ve prognoz farkı bulunmamıştır hiçbir hastalıkla ilgili olarak.
Bir çömlek kırığındaki su birikintisinde yüzbinlerce sivrisinek ürer. Yol kenarındaki lastiklerde de. Bunları üç günde bir, en geç haftada bir boşaltıp, ortadan kaldırmaktan başka yöntem olmadığını yüzyıldır biliyoruz. Pencereler ve kapılara tel kafes, cibinlik özellikle yaşlı, hamile ve bebeklerin korunmasında en iyi yöntem.
Ama olaylar hızlı bir kumpas dalgasına dönüştü. İnsanlara, hayvanlara bile zehir püskürtülecek neredeyse. Bir zamanlar havadan İstanbul halkına yaptığımız gibi her tarafa püskürtmeyi düşünenler bile çıkabiliyor. Bu cinayettir. Entegre mücadelede ilacın yeri çanak çömleğin ve küçük birikintilerin yok edilmesinin çok gerisinde.
Peki sinek ve sivrisineklerle mücadele etmeyelim mi? Bunun adına entegre mücadele denir, bütün devlet kurumlarının ve belediyelerin işbirliği gerekir. Batı Nil virüsü, aedes, culex, anofel, karasinek de olsa bu işbirliği yoksa entegre mücadele gerçekleştirilemez. Sadece zehir sıkarak hiçbir sonuç alamazsınız. Havaya tütsü salmanın en ufak etkisi olmadığını da neredeyse on yıllardır biliyoruz. Esas olan oluşan zehir püskürtmek değil durdun su birikintilerinin, su biriken çanak, çömlek, lastik vb.nin ortadan kaldırılmasıdır.
Şu andaki Batı Nil Virüsü abartısı zehir depolarının boşaltılması için bir algı yönetimi! Yıllar sonra kanser, böbrek, karaciğer ve sinir sistemi hastalıkları olarak geri dönecektir püskürttüğünüz zehirler.
Kötülüğe alet olma Batı Nil virüsü!
.
cevresagligi.org’da yayımlanan yazılardan kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir